|
||||||||||||
Gelenekleri - Efsaneleri |
||||||||||||
![]() ![]() |
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
![]() ![]() |
||||||||||||
DERSİM'DE BİLİNMEYEN BİR EVLİYA: "ÇORÎBORÎ" Seyfi MUXÛNDÎ Alevi Kürtlerde "Pir"ler önemli bir yer tutarken Dersim'de, yanısıra "Jarr/Jarre" (ziyaretler) de önemli bir yer tutar. Tarıq (ewliya/evliya)'ın, bu ziyaretler arasında önemli bir yeri vardır. "Tuba Ağacı"ndan olduğu söylenen Tarıq'ın boyunun genellikle yedi boğum uzunluğunda olduğu söylenmektedir. Tarıq'ın, dalının kökleri gökte, kendisi aşağıda olduğu, Ali ile Kamber'in yolculuğu sıra-sınde elde edildiği rivayeti sık sık anlatılmaktadır. Ancak, genellikle bütün Tarıq'ların (ewli-ya) "Tuba" ağacının dalından olmasına rağmen, bu özellikleri taşımayan, "Tuba" ağacından olmayan bazı evliyalara da rastlamaktayız. İşte bunlardan birisi de "Çorîborî" evliyasıdır. "Çorîborî", külahtır. Çorîborî törenine geçmeden önce, bu sözcük üzerinde durmak istedim. Devamı |
||||||||||||
İNCEBELEK TEPESİ (ZİYARET) VE GAĞEND Mustafa Elveren İncebelek Tepesi Köyün kutsal saydığı ziyaret konumunda olan bir yerdir.Tepenin üzerinde bulunan ağaçlar hiç bir kimse tarafından kesilmez. Rivayete göre, bu ağaçların kesilmesi için askerlere emir veren bir subay, kesimi yapan askerler kendilerini yaraladıklarını, anlatılmaktadır. Her yıl Ocak ayında Gağend bayramında yöre halkı bu tepenin başında yemekler yaparak ve kurbanlar keserek, dağıtırlar. Gağend geleneği veya inancı Ermenilerden kaldığı tahmin edilmektedir. (ME) |
||||||||||||
GELENEKLERİMİZ
GÖRENEKLERİMİZ Tüm okurlara saygilarimla... 25 EYLÜL 2007 / Salih GÖCER - www.mehotornu.ch |
||||||||||||
ZİYARETLERİN HİKMETİ Mustafa Elveren Babam tarafından bana aktarılmış bir olaydır.Aslında yaşanmış gerçek bir olaydır. Fakat, olayın kahramanlarının isimlerini tam olarak hatırlayamadığım için, efsaneler başlığı altına almayı uygun gördüm. Riçik Köyünde Ali ismindeki bir şahıs, Coşik ve Koman köylerinde birer kişiyle anlaşarak, gizli bir çete kurar. Ali ve iki kafadar,, "İncebelek ve Coşik Baba Ziyaretleriyle rüyalarında görüştüğüni, meydana gelen olayları önceden bldiklerini" şeklinde çevre köylerin halkına propaganda yapıyorlar. Bunu ispatlamak için de, emrindeki iki kafadarı, geceleri birini Coşik Baba Ziyaretine, diğerini de İncebelek Tepesi Ziyaretine göndererek, karşılıklı ateşler yaktırır. Halka da, bu ateşler karşılıklı yandığı zaman, ertesi gün köylerden birinde mutlaka üzücü bir olay olacağını da empoze ediyorlar. Ertesi gün, Çete elemanları gözüne kestirdiği bazı kişilere ait keçi, koyun,öküz,dana,inek vb hayvanlarını zehirleyerek, ölmelerini sağlıyorlar.Bu gibi olaylardan korunmak, malına zarar gelmemesi için halk Ali'ye para vererek muska (Eski yazı ile yazılmış bir kağıt parçası) yazdırmaya başlıyorlar.Muska yazdıranların malına hiç zarar gelmemesi, Tabi bu arada hep muska yazdırmayanlara zarar geliyor. Bu çetecibaşı bir gün Babamın dedesi İsmail'e diyor ki, "üç gün içinde senin öküzün ölecek". İsmail'in de sadece tem bu öküzünden başka hayvanı yokmuş, biraz da deli dolu bir tip olduğundan, birinci gün sesini çıkarmaz, Ancak zaman yaklaştıkça da canı sıkılır, parası da yoktur, Öküz de elden giderse, yaşamasının bir anlamı kalmaz. Hemen Çetecilere gider ve der ki, "Eğer benim öküzüme bir şey olursa, ben de sizi öldürürüm. Söylediğinden de ciddiymiş. Gerçekten öyle bir durumda bu çetecileri ele geçirdiğinde öldüreceğini herkesi inandırmıştır. Tabi Çetebaşı ve arkadaşları o günden itibaren köyü ve bölgeyi terk ederek. Elazığ ve Adana'ya kaçtıkları söylenmektedir. Böylece, halk rahat bir nefes alır. |
||||||||||||
Gağend Pülümür com. sitesinin ziyaretçi defterinden Hasan Şen tarafından Gağend ile ilgili şu açıklama yer almaktadır. "Dersim`in en eski geleneklerinden Gağani.. Gağani aralik ayının üçüncü haftasında başlar ve ocak ayının ilk haftasına kadar devam eder. Dört haftadır, çoğul kullanılması-Gağan değil Gağani- bundandır. Dersimin çok eski geleneklerinden biridir. Bazıları onu ‘Weihnachten’ diye tanımlasalarda, bu doğru değil. Hırıstiyan gelenekleri ile benzerlikler olsada, bu Dersim Aleviliği’nin özgün bir geleneğidir. Gağani dört hafta olmasına rağmen bizde ocak ayının ilk haftasında kutlanırdı. Gağan`da komşular ile ilişkiler –eğer bozuk ıse- düzeltilir, barışırlar. Ölenler hayırına ‘Niyaz’ (Oblate, heiliges Brot) dağıtılır. Bazıları oruç tutarlar. Akşam evde ‘Pêsare’ yapılır. Pêsare`nin içine çeşitli büyüklükte üç ağaç konur. Bunlardan en kısası ‘Rısk’ ortancası ‘Zewez’ (Heirat-Evlilik) en uzunu ise ‘Bereket’ i simgeler. ‘Pêsare’ yenirken bunlar kime çıkarsa, o konuda şanslı demektir. Çocuklar sabah erkenden kalkarlar, en güzel elbiselerini giyinerek hediye toplamaya giderler. Her evin kapısını giderek öncelikle ‘Gağanê sıma bımbarek bo’ (Gağanınız kutlu olsun) diye selamlar ve sarkılar eşliğinde hediyelerini alırlar. Hediyeler daha çok badem çekirdeği, ceviz, kuru üzüm yada meyve olurdu. Hediyeler un, yağ vb olabilirdi, kimde ne varsa. Akşama ise gençler köyün ‘tek efendisidirler’ istedikleri eve gider istedikleri yemeği yaptırır istedikleri kadar eğlenirler. Onları misafir eden aile bu ziyaret ile onurlandırılmış olur. Gece geç saatlere kadar eğlenilir bu eğlencelerin en tanılmışı ‘Khalo Gağandır’. Yaşlı saf bir adam, genç güzel karısı ve yardımcısı vardır ancak bütün seyirciler oyunun aktif katılımcılarıdır. Kimi gençler Khalo Gağan’ın karısını ayartmaya çalışır kimi, onunla tartışır v.s. Khalo Gağan’ın bir rolü de köylerden topladığı hediyeleri çocuklara dağıtmaktır. „Zeyi“ Kırmancki de evlenerek evden ayrılan bayanlar için kullanılan bir kavramdır. „Bara Zeyiu“ demek zeyi`lerin payı demekdir. Bunlar kızkardeş, hala, ve teyzeler’dir. Bu vesile ile onlar mutlaka ziyaret edilir ve „Zemel“ (hediye) götürülür. Hediyeler ihtiyaca göre belirlense de –davara mı ihtiyacı var davar, paraya mı ihtiyacı var altın- genelde ‘kızartılmış koç yada ‘Pêsare’ olabilir. Hediyeyi götüren kişi çok hürmet görür. Hala hatıralarımdır en fazla 10-12 yaşındaydım Paxê Haviye’ de evli olan ablama Sabriye’nin Gağan hediyesini götürdügümde ablamın kaynı ‘Ap Albava’ (nur içinde yatsın) benim için yere yatak serdırmişti kendisi ise ilerlemiş yaşına rağmen kürsüde oturmuştu. Bana en sevdiğim yemekler yapılmıştı. Bu hediyeler ve ziyaret ile ‘Zeyi’lere; onlara aile için yaptıklarından ötürü teşekür edildiği, unutulmadıkları anlatılmak istenir. Şu an Gağan ayında bulunmaktayız. Bu güzelim Dersim Geleneği’ni yaşatalım. Zeyi`lerin „Zemel“ (hediyesini), onları ziyaret etmeyi unutmayalım." KAYNAK: hasan şen www.pulumur.com (ziyaretçi defteri) |