MUSTAFA ELVEREN

TEKBİR VE DEPREM
IŞID, TALİBAN, BOKO HARAM ve benzeri İslamcı örgütlerin sloganı TEKBİR olduğu bilinen bir gerçektir.
TEKBİR getirerek; Çorum’da, Maraş’ta, Sivas’ta Aydın ve Alevi insanlarımızı diri diri yaktılar.
TEKBİR getirerek; Suriye’de İslamcı örgüt IŞID insanların canlı canlı kafasını kesti.
Öyleyse Depremde arama-kurtarma çalışması yapılırken bazı kişi ve gruplar neden TEKBİR getiriyorlar?
Göçük altında çıkarılan bir insan için TEKBİR getirmek, insanlar göçük altında kurtarılmayı beklerken SELA okumak doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü böylesi durumlarda insanlar korku ve panik psikolojisi içine girerler.
Depremler; TEKBİR getirmekle değil, TEDBİR almakla önlenir.
11.02.2023
MUSTAFA ELVEREN
- Ayrıntılar

ATATÜRK VE ÇAĞDAŞLIK
MUSTAFA ELVEREN*
Resmi ideoloji savunucuları; İslam Peygamberi Muhammed Mustafa’nın çok büyük bir din önderi olduğunu söylüyorlar. Ayni şekilde TC kurucusu Mustafa Kemal’in de büyük bir devlet ve fikir adamı olduğunu bu güne kadar hep söylenmektedir. O nedenle Türkiye’de, Muhammed Mustafa ile Mustafa Kemal’i birbirinden ayrı tutmak doğru değildir.
Bugün ülkemizde başta eğitim konusu olmak üzere, birçok alandaki sorunlara ya Mustafa Kemal’e ya da Muhammed Mustafa’ya göre çözümler üretmeye çalışıldığını görmekteyiz.
Türkiye’de; Takunyacı dincilerle postalcı milliyetçiler arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü her ikisinin ortak paydası aynıdır. Biri Türkçü-İslamcı, diğeri de İslamcı Türkçü
Bunların yok birbirinden farkı. Hepsi de “vatan-millet-İslam-Atatürkçülük” kavramlarını kendi çıkarlarına uygun şekilde kullanıyorlar.
Biri başında kalpak ayağında postal, diğeri de başında takke ayağında takunya vardır. Kendi içlerinde herhangi bir çelişki meydana geldiği zamanlarda ise, danışıklı dövüşürler.
Resmi ideoloji, Kendi dışındaki ırkları ve inançları kendisine benzetmeye çalışmıştır. Kendisine benzetemediği ırkları ve inançları hep yok saymıştır.
Kemalistler; Atatürk’e yapılan saygısızlığa, Atatürk resmini sahiplendikleri kadar; evrensel değerlere, insan haklarına ve demokratik hukuk normlarına sahip çıksalardı, işte o zaman Atatürk’ün hedeflediği çağdaşlık seviyesini yakalayabilirlerdi.
/ 21.09.2023
(*Em. Öğrt.)
- Ayrıntılar
“Cemaatın Örgütlenemediği Tek İl Tunceli” Çelişkisi
Mustafa Elveren*“Cemaatın Örgütlenemediği Tek İl Tunceli” Çelişkisi
Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Akif Celalettin Şimşek’in; “Cemaatın örgütlenemediği tek il Tuncelidir” açıklaması doğru değildir. Savcının açıklamasına dayanarak Sosyal paylaşım siteleri üzerinden yazılan birçok çelişkili mesajlarda ve bazı medya organlarında “FETO’nun giremediği tek il Tuncelidir!” şeklindeki haberler gerçeği yansıtmıyor.
Cemaatin yıllardır Tunceli’de örgütlendiği bilinen bir gerçektir. Eğitim kurumları başta olmak üzere, yoksulluk ve Aleviliğin İslami argümanlarını kullanarak birçok konuda faaliyet yürütmüştür.
Peki, Cemaat Dersim’e nasıl girdi?
Yazılanlardan, çizilenlerden anladığım kadarıyla; Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Dersim’de Aleviliği Müslümanlık çerçevesinde yorumlamak suretiyle cemaatin örgütlenmede başarılı olduğu söylenebilir. Dersim gibi yerlerde cemaatin en çok başvurduğu bir propaganda yöntemidir. Bunu da İzzettin Doğan’ın hâkimiyetinde olan CEM Vakfı aracılığıyla yapıldığı ve Dersim Cem Evi’nin kullanıldığı söylenmektedir.
Yoksulluk ve Cem Evi üzerinden yapılan faaliyetler;
Özgür Dersim Gazetesi yazarı Sayın Yalçın Çakmak’ın yaptığı şu tespit dikkate değerdir; “(…) kent insanının yoksulluk ve çaresizliğini kendi örgütlenmeleri açısından öyle iyi kullandılar ki, uzun süre “Tunceli Cemevi’ndeki bazı kişiler” üzerinden büyük şehirlere getirdikleri yoksul çocukları dershanelerinde okuttular. Bu süre zarfında bazıları, köklerinden koparak, Cemaat’in içinde eriyip gitti. Bazılarıysa haberlere konu olacak şekilde, psikolojileri bozularak Cemaat’ten kaçtı! (…) Bu dönem içerisinde Cemaat’in Dersim ile ilgilenen imamının Süleyman Uysal olduğu ve Uysal’ın sık sık Dersim’e gittiği de dile getirilenler arasında. Haberlere yansıdığı kadarıyla Uysal, aynı zamanda Cemaat’in genel Alevilik politikasının koordinatörlüğünü de yaptı. (1)
Tunceli’de Eğitim Kurumları ve Yurtlar Üzerinden yapılan faaliyetler
Sosyal medya üzerinden paylaşılan “FETO’nun örgütlenemediği tek il Tuncelidir” mesajların bazılarına şu yorumu yazdım. Dersimde mevcut Özel Munzur Koleji kimindir? “Munzur Eğitim Kurumları bünyesinde 1 kreş ve anaokulu, 1 ilköğretim okulu, 1 Fen ve Anadolu lisesi, 1 yükseköğrenim yurdu, 1 spor kulübü ve 5 etüt eğitim merkezi bulunuyor…” (2)
Diğer taraftan Tunceli şimdiki ismiyle Munzur Üniversitesi’nde muazzam örgütlenmiştir. “(…) AKP’den milletvekili adayı olan dönemin rektörü, bir sempozyumda Fetullah Gülen’in Dersim Alevileri için dile getirdiği hakaretamiz ifadelere yönelik sorduğum soruya cevap olarak, cümlesine aynen şöyle başlıyordu: “Fetullah Gülen Hoca Efendi Hazretleri…” Üstelik bu rektör, her defasında ‘Alevi’ olduğunu da ifade ediyorken… Gerisi, varın üniversitedeki kadrolaşmayı siz düşünün!” (1)
Görüldüğü üzere Manisa savcısının söz konusu iddiasının hiç gerçeği yansıtmadığı, yukarıdaki bilgilerden anlaşılmaktadır. Çünkü Cemaat Dersim’de diğer illerde olduğu gibi aynı yöntemleri kullanarak örgütlenmedi. Tam tersine Alevilik argümanlarını kullanarak örgütlenmesini sağladı.
Buradan hareketle yazarın haklı olarak sorduğu şu sorunun ilgili devlet kurumlarınca yanıtlanması gerekir. “Cemaat’in Dersim’den dershanelerine ve yurtlarına götürdüğü öğrencilerin ve düne kadar okullarında okuttuğu diğer çocukların akıbeti ne oldu?”
06.09.2016
NOTLAR:
(1) – Doğan Akın / http://t24.com.tr/yazarlar/dogan-akin/gulen-cemaati-tuncelide-ne-yapiyor,4439
(2) – Yalçın Çakmak / http://www.ozgurdersim.com/yazi/cemaatin-dersimdeki-orgutlenmesi-686.htm
- Ayrıntılar
